Bir dünya özlüyordum sevmelerden yana
ezenin ezilenin olmadığı
haktan adaletten yana birlikteliklerin çoğaldığı
ben değil biz duygusunun benliğimizde arttığı
kar kalmamalıydı zalimin mazluma yaptığı
sevmelerden yana birlikteliklerin arttığı
bırakmadılar karanlığa günün doğmasını
bırakmadılar kurumuş çöllerimize yağmurun yağmasına
çivi oldular hançer oldular ok oldular sevgi dolu yüreklerimize
göz yaşına boğdular sevgi dolu yüreklerimizi
akrep olup çıyan yılan olup zehirlediler insanlığı
insanlık hakkın adaletin değil zalimin, zulmün yanında yer aldıkça
köle pazarında satılmışlığın kurbanlığından kurtulmayacaktır
bizden, onlardan, sağcı, solcu, gavur Müslüman demeden
haksızlığın, zulmün, karşısına birliktelik oluşturmadıkça gündelik çıkarlarımız uğruna
gücün tahakkümü altında kaldıkça aydınlık yarınları beklemek hayalden öte gitmeyecektir
insanların doğrulara ulaşmalarını engelleyen en önemli faktörlerden biride kör taassuplarımızdan kaynaklandığı Kanaat’ındayım ya inanç değerlerimizden ya geleneklerimizden yada ideolojik saplantılarımızdan dolayı doğruyu yanlıştan ayırabilme yetilerinden yoksun kalıyoruz
toplum mühendislerinin veya ideolojik veya inanç değerlerimizi temsil ettiğini düşündüğümüz yazar çizerlerimiz olsun akıl terazimizden geçirmeden anlatılanları veya yazılanları toptan kabul veya ret alış kanlığında kurtulup doğrunun yanında yer almadıkça bu çürümüşlüklerden kurtulmamız mümkün olabilecek mi ve söylemlerimizle değil bu davranışlarımızı eylemlerimizle birlikteliklerimizi de ziyadeleştirmekle mümkün kılınacaktır
belki de düşüncelerim bir ütopyadır ancak ideolojik saplantılarımızdan kurtulup adaletsizliğe, haksızlığa karşı toplum olarak birlikteliğimizi pekiştirip toplu bir direnç gösterebilsek gücü elinde bulunduranlar nasıl olsa her şartta yanlışlarımla birlikte beni destekleyecek bir tebaam var düşüncesini yıkabilmek hakkı ve adaleti hakim kılabilmek için toplumsal birliktelik olmalı buda ancak sivil örgütler vasıtasıyla mümkün olmakla birlikte maalesef bu örgütlerde ya ideolojik düşünceleri yada her hangi bir gücün taşeronu veya yandaşı olması hesabıyla hakkın. Adaletin savunucusu değil gücün dalkavukluğunu yapma telaşında olduğunda düzensizliğe karşı bir araya gelinip toplu bir direniş gösterilememekte bireysel haykırışlarda kahve sohbetlerinden ileriye taşınamamaktadır Hz Ömer halife olduğu dönemde insanları toplayıp ben adaleti uyguladığımda eğrildiğimde içinizde var mı beni düzeltecek diye cemaate seslenir Hz Ömer’e cemaatin içinde çelimsiz kimsenin onda tepki verecek güç ve kudrette görmediği bir sahabe öne çıkar ve ya Ömer eğer eğrilirsen bu kılıcımla ben seni düzeltirim diye cevap verir Hz Ömer’de ya rap Şükürler olsun eğrildiğimde beni düzeltecek ümmet var diyerek rahatlar Hz Ömer gibi adaleti düştür edinmiş idarecilerimiz ve o çelimsiz sahabe gibi aslan yürekli bir toplum olmadıkça yarınlara güvenle bakmamız mümkün mü…..?
söylemle haktan görünenler gücü ele aldığı anda firavunlaşıp zulmetmeye, toplumlarda köle düzeninin köleleri olarak vahlarla ahlarla ömür tüketmezler mi….?
B.BİLGİÇ
|